Afet bölgelerinde hijyen koşullarının tam manasıyla sağlanamadığını hatırlatan Aydın, “Özellikle kişilerin en acil ihtiyaçlarından birinin tuvalet. Bu amaçla hijyen açısından yeterli tuvaletler bölgeye kurulana kadar, akut dönemde ihtiyacı giderebilecek sahra tuvaletlerinin kurulmasını önerebiliriz. Uygun alanlara 25 cm eninde 75 cm derinliğinde hendeklerin açılması ve iki ucuna tahtalar yerleştirilmesi yeterli olur. İhtiyacını gideren kişiler hendek içine toprak atarak alanın kapatılmasını sağlayabilir. Bu şekilde dışkı aracılığı ile bulaşan enfeksiyonların önüne geçilir” diye konuştu.

İlerleyen dönemlerde su ve gıda kaynaklı enfeksiyonların görülebileceğinin altını çizen Aydın, “Dışkı ile kirlenen ellerin bir şekilde ağza götürülmesi ile kolera, norovirus ve rotavirus olmak üzere birçok ölümcül hastalıklar oluşabiliyor. Kolera tüm yaştan bireyleri etkileyebilmekte şiddetli dehidrasyon ve tedavi alınmazsa ölüme yol açabiliyor. Bu durumda hızlıca en yakın sağlık kuruluşuna ulaşılması gerekiyor. İlgili kuruma ulaşana kadar oral rehidratasyon sıvısı (ORS) hazırlanarak kişilerin sıvı kaybını en aza indirmek gerekiyor. ORS hazırlanması için bir litre kaynatılmış suya, bir çorba kaşığı toz şeker, bir çay kaşığı tuz, bir çay kaşığı karbonat eklenerek karıştırılması yeterli Bununla beraber rotavirus başta bebekler ve çocuklar olmak üzere uzun süren ishal ve kusmalara neden olabilmekte bu anlamda çocukların da hijyen konusunda bilinçli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Afet sırasında yaralanan kişilerde tetanoz, gazlı gangren, yara enfeksiyonları ve aspirasyon pnömonisi riskine işaret eden Aydın, “Yaralar uygun şekilde dezenfekte edilmesinin yanı sıra bireylerin en yakın sağlık kuruluşunda tetanoz aşısı olması gerekiyor. Sanılanın aksine her yaş grubunun tetanoz aşısı yaptırmaya ihtiyacı var” diye konuştu.
Çadır kent ve konteynerde yaşayan kişilerde solunum yolu enfeksiyonlarının görülebileceğini söyleyen Aydın, damlacıklar ve hava yolu ile bulaşan Influenza, Respiratuar Sinsityal Virus ve SARS-CoV-2 gibi rahatsızlıkların azaltılması için maske kullanımının hayati önem taşıdığını ifade etti.
Bu virüslere ek olarak kızamık virüsü hava yolu ile yayılan çok bulaşıcı bir virüstür. Hasta kişinin etrafındaki her yaş grubundan her 9 kişiden 10’u eğer bağışık değiller ise enfekte olur. Bu nedenle çocukluk çağında kızamık aşısının yapılması çok önemlidir. Aynı zamanda, bir solunum yolu enfeksiyonu olan tüberkülozun sinsi bir şekilde başlayarak afet sonrasında ilerleyen dönemde karşımıza çıkabileceğini öngörüyoruz.