Kimin işine yarayacak? “Ateşkes“ neden başarısız oldu?
5 mins read

Kimin işine yarayacak? “Ateşkes“ neden başarısız oldu?

İsrail ile Hamas arasında Katar’ın çabalarıyla varılan “ateşkes“in ömrü fazla olmadı, maalesef. Daha önce, birçok kişi gibi ben de varılan anlaşmanın hayli kırılgan olduğunu yazmış, her an bozulabileceğini de vurgulamıştım. Korktuğum(uz) gerçekleşti. İsrail kaldığı yerden katliamlarını sürdürmeye başladı yeniden.

“Ateşkes“i tırnak içine almamın nedeni şu; İsrail ile Hamas arasında yapılan anlaşma “ateşkes“ değil, “insani duraklama“ydı. Üstelik bu ifadeyi resmi olarak kullanan da Katar. Tuhaf bir tanımlama tabii ama ateşkesten elbette farklı. Ateşkes, mevcut düşmanlıklara son verebilecek siyasi bir sürece alan yaratmak için çatışmalara ara verilmesi anlamına geliyor. İsrail ile Hamas arasında son 15 yılda yaşanan yoğun şiddet olayları da bu şekilde sona ermişti.

“İnsani Duraklama“ ise ölümlere kesin olarak son verecek bir anlaşma değil, insanların çektiği acıları hafifletmek için tasarlanmış bir süre sadece. “Duraklama“ sonra devam edileceğini de içeren bir sözcük zaten.

Sonuça adı ne olursa olsun uzun sürmedi işte anlaşma. Neden sürmediğini anlatmaya çalışacağım. Ancak şu kesin tabii; anlaşma bozulmasaydı, yürürlükte kalsaydı bile İsrail’i Gazze’ye savaş açmaya iten temel dinamikleri değiştirmeyecekti. İsrail, Hamas‘ı yok edinceye kadar savaşı sürdürecek. Uluslararası baskı da savaş kazanıldıktan sonra nelerin olabileceğinin bilinemeyişi de Netanyahu’yu durdurmayacak. Üstelik savaşın ilk dönemindeki kadar çoşkulu olmasa da ciddi bir de halk desteği var hükümete. Yapılan bir araştırma İsraillilerin yüzde 80’inin, sadece Yahudilerin de yüzde 90’ının savaşa destek verdiğini ortaya koydu.

NEDENLERİ ŞUNLAR

İsrail ile Hamas arasındaki “İnsani Duraklama“ anlaşması, benzerlerinden çok farklı bir müzakere gerektirmişti. Yani devletle devlet arasında değil “devlet ile örgüt“ arasında gerçekleştiği için bu İsrail açısından kolay kabul edilecek bir durum değil. Terörist dediği bir örgütle konuşmak, bu konudaki tutumunu inkar etmek demek. Dolayısıyla “insani duraklama“yı, kamuoyunun baskısıyla az sayıda da olsa rehine kurtarmak için bir bir fırsat gibi gördü sadece İsrail.

Kişisel görüşümdür belirteyim; İsrail, kamuoyunun tersi görüşüne rağmen Hamas’tan rehine alma konusunda çok da istekli gibi görünmüyor. “İnsani Duraklama“yı (ikinci kez) uzatmamasının nedenlerinden biri bu olabilir. Çünkü taktik/stratejik askeri nedenleri de var bunun. Ordu içindeki bazı generaller mevcut iki günlük uzatmanın son olmasını istediklerini açıklamıştı. Generaller siyasi liderliğe, ordunun çatışmaların Perşembe sabahı yeniden başlaması gerektiğine inandığını söylenişti. Ordu “bir dur bir ilerle“ anlamına gelecek bu duraklamalardan çok, bir an önce hedefe ulaşıp savaşın bitmesini istiyor. Kararsızlık ya da ara vermeler askerin motivasyonunu düşürecek etkenler olarak değerlendiriliyor orduda. Askerdeki yaygın görüş “başlatılan işin“ yani “savaş“ın Hamas yok edilinceye kadar sürmesiydi.

Hamas’ın yaptığı 7 Ekim saldırılarının ardından İsrail 360 bin yedek askeri, 150 bin kişilik orduya aktardı. Çatışmalar boyunca yedek askerler hedeflerinin ne olduğunu biliyor, sivillerle hiç temas kurmadan, yapmaları istenen neyse ona odaklanmıştı. İnsani Duraklama, ardından da iki günlük uzatma yedeklerin rotasyon lojistiğini daha da karmaşıklaştırabilir, onların uzun sürecek olan “yarı sivil yaşamları“ savaş isteklerini azaltabilirdi.

Hamas’ın saldırıları sonrasi ülkede nerdeyse herkes savaşa hazır görünüyordu, ama şu anda ülke siyaseti son derece karmaşık, liderlik kötü. Başbakan Netanyahu’nun samimiyetsizliğini gören askerler tereddüde düşebilir.

“Netanyhau’nun samimiyetsizliği“ dediğim şu; orduya henüz Hamas’ı yok edin talimatı vermiş değil. Bu ordu içinde Netanyahu’ya yönelik hoşnutsuzluğu arttırdı. “İnsani Duraklama“nın uzaması, Netanyahu için iktidarını kaybettirecek bir süreci başlatabilirdi.

Bu nedenlerden ötürü “ateşkes“ sanılan “insani duraklama“ uzatılmadı. Bu da aynı nedenlerden ötürü İsrail’in işine yarayacak.

Maalesef umutsuzum, bu savaş bitmeyecek. İsrail Hamas’ı, dolayısıyla Filistin direnişini yok edemeyecek ama Gazze’yi, silah zoruyla “filistinsizleştirmeye“ son hızla devam edecek.

Çatışmalarda, bombardımanlarda sağ kalabilen Gazze’liyi neresi olduğunu bilmediği bir sürgün bekliyor bir de.

Çok ama çok acı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir