UNRWA Sözcüsü Fowler, Tel Aviv yönetiminin, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne saldırılarının başlamasıyla eş zamanlı UNRWA’ya karşı başlattığı karalama kampanyası, Gazze ve Batı Şeria’daki UNRWA tesislerine ve çalışanlarına saldırıların yanı sıra İsrail Meclisinde UNRWA aleyhinde hazırlanan yasa tasarısına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Tel Aviv yönetimi, Gazze’de 12 bin çalışanı bulunan UNRWA’nın bazı çalışanlarının “7 Ekim saldırılarına katıldığı” iddiasıyla ajansın kapatılması gerektiğini iddia ederken, işgal altındaki Batı Şeria, Doğu Kudüs’ün yanı sıra Lübnan ve Ürdün’de Filistinli mültecilere destek olan ve sağlık, eğitim, sosyal hizmetler alanlarında çoğu Filistinli 30 bin çalışanı bulunan UNRWA’nın İsrail tarafından hedef alındığı son adım da 30 Mayıs’ta atıldı.
OFİSLERİNİ TAHLİYE ETMELERİ İSTENMİŞTİ
İsrail Toprak Otoritesi, 30 Mayıs’ta UNRWA’ya gönderdiği mektupta “kiralama şartlarını ihlal ettiği” iddiasıyla 30 gün içinde İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs’te bulunan ofislerini tahliye etmesini istedi.
Tel Aviv, söz konusu kararı ise fanatik Yahudilerin 7 Mayıs’ta İsrail’e bağlı Kudüs Belediye Başkan Yardımcısı Aryeh Yitzhak King öncülüğünde Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki UNRWA Genel Merkezinin kapatılması talebiyle düzenlenen gösteriden sonra aldı.
İsrail’in bu kararından önce de UNRWA Genel Merkezi çevresinde çıkarılan yangın uluslararası tepkilere yol açmıştı.
Bağımsız İnceleme Grubu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres‘in talebi doğrultusunda 22 Nisan’da tamamladığı raporunda, İsrail’in, UNRWA personeline yönelik iddialarına ilişkin hala kanıt sunmadığını bildirdi.
“HİÇBİR YERE GİTMEYECEĞİZ”
UNRWA Sözcüsü Fowler, İsrail’in dayatmaları ve saldırılarına dikkat çekerek, 30 günlük süreye ilişkin kararı medyadan öğrendiklerini belirtti. Fowler, “Bu, uluslararası diplomasinin ve BM kuruluşlarına gösterilen saygının hak etmediği bir üsluptur. 30 günlük süre konusunu öğrendik ancak resmi olarak bize tebliğ edilmedi” dedi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde bulunan UNRWA merkezinin tahliyesi için öne sürülen gerekçeler hakkında konuşan Fowler, “UNRWA’nın bu merkezde ve Doğu Kudüs’teki diğer merkezindeki varlığı 1950’li yıllara dayanıyor. Bizim için hukuki durum değişmedi. Uluslararası hukuka göre burada işgal edilmiş bir toprakta konuşlandık” ifadelerini kullandı.
İSRAİLLİLERİN SALDIRILARI
Fowler, UNRWA’nın İsrail tarafından alınan karara itiraz edip etmeyeceği sorusuna, “UNRWA’nın İsrail yargı sisteminin bir parçası olmadığını” belirterek cevap verdi. Ayrıca, BM kuruluşlarının diplomatik imtiyazlardan faydalandığını vurguladı.
Aşırı sağcı İsraillilerin Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki UNRWA merkezine yönelik saldırılarına dikkat çeken Fowler, “Tükürdüler, çocuklar arabalarımıza taş attı ve genel merkezi yakmaya çalıştılar,” dedi. Fowler, Kudüs Belediye Başkan Yardımcısının UNRWA’nın eğitim tesislerine saldırı tehdidinde bulunduğunu hatırlattı ve “Amacın bizi buradan atmak olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
UNRWA, BATI ŞERİA’DA DA HEDEFTE
Fowler, İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te UNRWA’ya yönelik saldırıları konusunda, “Çalışanlarımız artık işlerini yapmak için özgürce hareket edemiyor” dedi. Ayrıca, Knesset’te UNRWA’nın dokunulmazlıklarının ve ayrıcalıklarının iptal edilmesini öngören yasa tasarısının onaylandığını hatırlattı.
Fowler, UNRWA’nın Filistinli mültecilere yardım etmeyi sürdürdüğünü ve bu görevin BM Genel Kurulu tarafından verildiğini belirtti. “Biz kendi tercihimizle değil, uluslararası toplumun yıllardır devam eden (Filistinli) mülteci krizine siyasi çözüm bulamaması nedeniyle buradayız” dedi. UNRWA, yaklaşık 5,6 milyon Filistinli mülteciye hizmet veriyor.